ÇAY MOLASI
SAZANMISINIZ?
Sazan balıkları dünyanın en saf yaratıklarıdır. Balıkçılar sazan avlarken hiç yorulmaz. Biraz ışık tuttular mı, sazanlar hop diye kendilerini atıverirler kayığın içine. İşte bu yüzden, her şeye inanan insanlara, "Öyle sazan gibi atlama," derler. Her şeye inanan bir sazan mısınız, yoksa söylenenlerin doğru olup olmadığını düşünüp, öyle karar veren biri misiniz?
öĞRETMENLERİNİZİN DEĞİŞMEZLERİ
— Bunu sınavda sorarım.
— Ben bunları zaten biliyorum.
— Bir insan söyleneni bir defa da anlar. Affedersiniz siz aptal mısınız?
— Arka taraf konuşmayı kesin! N'oluyor orda!
— Bunun hesabini sınavda sorarım!
— Burayı dikkatli dinleyin.
— Birçok öğrenci burada hata yapar!
— Konuşmak isteyen dışarı cıksın!
— Kapı acık. Sizi zorla getirmiyorlar buraya!
— istemiyorsan gelme!
— Kimler ödevi yapmadı.
— ödevleri yapmadan gelmeyin.
— Bizim zamanımızda velilerimiz eti senin kemiği benim derlerdi!
- ( Sınavda ) Kimse kimseye bakmasın.
- ( Sınavda ) Su andan itibaren herkes birbiriyle küs!
- ( Sınavda ) Kopya çekeni yakarım.
- ( Sınavda ) Oğlum/Kızım bir daha görmeyim.
- ( Sınavda ) Oğlum/Kızım kâğıdını ver.
— Beni aptal yerine koymayın.
— Ben öğrenciyken hiç kopya çekmezdim.
- ( Tahtada Bir Soru Çözerken ) Yanlış otur yerine
ATATÜRK İNSANA DEĞER VERİRDİ
İngiliz Kralı VIII. Edward İstanbul'a Atatürk'ü ziyarete geldiği zaman, Atatürk kendisine bir akşam ziyafeti vermişti. Ziyafetten önce:
- Bana İngiltere Sarayı'nda verilen ziyafetler ne şekilde olur, onu bilen birisini yahut bir aşçı bulunuz!.. dedi.
Nihayet bu sofra merasimini bilen bir zattan öğrenerek sofrayı o şekilde düzene koydular.. Kral sofraya oturunca kendisini sarayında zannederek memnun oldu. Atatürk'e dönerek:
- Sizi tebrik eder ve teşekkür ederim. Kendimi İngiltere'de zannettim.. diyerek memnuniyetini bildirdi.
Sofraya hep Türk garsonlar hizmet etmekte idi. Bunlardan bir tanesi heyecanlanarak, elindeki büyük bir tabakla birdenbire yere yuvarlandı. Yemekler de halılara dağıldı. Misafirler utançlarından kıpkırmızı kesildiler. Fakat Atatürk Kral'a eğilerek:
- Bu millete her şeyi öğrettim, fakat uşaklığı öğretemedim! dedi. Bütün sofradakiler Atatürk'ün zekasına hayran oldular. Atatürk garsona da "vazifene devam et" emrini verdi.
Ağaca Asılan Zekat Parası
Fatih Sultan Mehmet Han devrinde bir Müslümanın. günlerce dolaşıp yıllık zekatını verebileceği fakir birini arayıp bulamadığını...
Bunun üzerine zekatının tutarı olan parayı bir keseye koyarak Cağaloğlu'ndaki bir ağaca asıp, üzerine de:
"Müslüman kardeşim, bütün aramalarıma rağmen memleketimizde zekatımı verecek kimse bulamadım. Eğer muhtaç isen hiç tereddüt etmeden bunu al" diye yazdığını..
Ve bu kesenin üç ay kadar o ağaçta asılı kaldığını...
Pis Kokusundan Dolayı Kovulan Elçi
Veli lakaplı II. Bayezid'in padişahlığı. döneminde İstanbul'a, Moskova kralının elçisi sıfatıyla Mihail Plachtneef isimli birinin geldiğini . .
Bu adamın, insanı istifra ettirecek kadar pis kokmasından dolayı yıkanması için hamama ***ürüldüğünde, bu keferenin hayatında hiç hamam görmemiş olup yıkanmak ve çamaşır değiştirmek adetine aşina olmadığı ve kimse ile görüştürülmeden pisliğinden dolayı İstanbul'dan kovulduğunu...
İade-i Ziyaret
Meşhur bir politikacımıza Fransa'da: "Siz Osmanlıların Viyana kapılarında ne işiniz vardı? diye sorması üzerine, o politikacımızın gayet veciz bir şekilde: "Haçlı seferlerinin iade-i ziyaretiydi diye cevap verdiğini...
|
|
Atatürk'ün bahçe mimarı Mevlüt Baysal anlatıyor:
Kökü'nün bahçesini yapıyordum. Bir gün Atatürk, yaveri ve ben bahçede dolaşıyorduk. Çok ihtiyar ve geniş bir ağaç Ata'nın geçeceği yolu kapatıyordu. Ağacın bir yanı dik bir sırt, diğer yanı suyu çekilmiş bir havuzdu. Ata, havuz tarafındaki kısma yaslanarak karşıya geçti. Derhal atıldım:
- Emrederseniz derhal keselim Paşam! Bir an yüzüme baktı, sonra:
- Yahu, dedi, sen hayatında böyle bir ağaç yetiştirdinmi ki keseceksin!
|
Tayfur URGENÇ
Tarih Öğretmeni
Millet milli hakimiyet esasını ve Türk Milliyetçiğini kabül etmiştir. Bunu gerçekleştirmeye çalışacaktır.
M.Kemal ATATÜRK
Bu alanda akan Türk kanları, bu gökyüzünde uçuşan şehit ruhları devlet ve cumhuriyetimizin ebedi kurucularıdır.
Kemal ATATÜRK
Ey Türk! titre ve kendine dön.
Bilge Kağan
Üstte mavi gök çökmedikçe, altta yağız yer yıkılmadıkça senin ilini ve töreni kim bozabilir.
Bilge Kağan
|
|