![]() |
||
EKİN İNSANA VERİLEN DEĞER Osmanlı Devletinin başkentlerinden biri olan Edirne ilk ruh ve sinir hastalıkları hastanesi olan “ŞİFAHANE’ ‘BİMARHANE’ye ev sahipliği yapıyor. Geniş bir alana kurulu olan bu hastane dönemin baş yapıtlarından biri. Osmanlı devletinde sinir hastaları müzik ve su sesi ile tedavi edilirmiş. Hastalara o kadar detaylı ve dikkatli davranırlarmış ki her hastalık tipine göre farklı enstrüman, farklı müzik dinletilirmiş. Bu şekilde hastaları normal sağlıklarına kavuşturabilmek için uğraşılırmış. Osmanlı bu konuda bu kadar hassas ve titizlik gösterirken, Avrupa’da Akıl hastaları şeytanla işbirliği yaptığı gerekçesi ile yakılırmış. Yine aynı Avrupa devletleri şuan Türkler hakkında “Ermeni Soykırımı” adı altında asılsız, sözde yapılmış vahşeti sunuyorlar. Bizim kültürümüzde, medeniyetimizde Akıl hastalarına bile bu kadar iyi niyetli, hoşgörülü yaklaşırken, Batının tam tersini uyguladıkları dönemde, Atalarımızın soykırım safsatası ile ilişkilendirilmesi bile kabül edilemez bir gerçektir. Vahşeti görmek isteyenler; Hocalı’ya, Bosna’ya, Doğu Türkistan’a, Çeçenistan’a, Kırım’a, Filistin’e, Cezayir’e baksınlar. Osmanlının bu coğrafyada yaşayan insanlara tanıdığı geniş özgürlükleri algılasınlar ki; yüzyıllarca Osmanlı egemenliği altında yaşayan bu insanların mutluluklarını, Osmanlı egemenliği bittikten sonra çalanlar, 1900 yılından beri Ortadoğu’yu, Balkanları, Kafkasları kan, kin, nefret ve gözyaşı ile özdeşleştirenler yaptıkları bu vahşeti örtbas etmek için Osmanlı’ya iftira atmakta ve olayı siyasi olarak Ermenilerin istekleri doğrultusunda, kendi çıkarlarını da koruyarak Türkiye’ye kabül ettirmeye çalışmaktadırlar. Avrupa devletleri Türkleri “barbar” olarak nitelendiriyor. Bu olaylara göre hangi tarafın barbar, hangi tarafın soykırıma uğradığı ortada. Zeynep Demirhan 10ma 21.YY’DA KÜLTÜRÜMÜZ toplumun yaşam biçimidir kültür. Tarihiyle, geçmişiyle ortaya koydukları değerlerin tümüdür, toplumun aynasıdır. Şu anda dünyada üç hakim kültür, medeniyetleri şekillendirmektedir: Kuzey, doğu ve batı kültürü. Peki biz bunun neresindeyiz? Bizim kendimize ait değerlerimiz inançlarımız yaşam biçimimiz vardır ki bunun adı TÜRK-İSLAM medeniyetidir. Bizim kültürümüz, Türkistan kültürü ile İslam medeniyetinin buluşmasıdır. Küreselleşme, globalleşme gibi kelimelerle ekonomik ve siyasi bir güç oluşturan batının stratejik çalışmasının perde arkasında kültürel soykırım niyetlerini saklayan geçmişe dayalı kanlı bir haçlı ruhunun olduğu görülebilir. Para ve makine gücüne dayanan kapitalist bir güçle, batının kurduğu tartışmasız hâkimiyetinde, insanı üretmeden tüketmeye alıştıran vahşileştiren bir sistemin artık batınında kültürel değerlerini bitirdiğini görüyoruz. Gittikçe kaba merhametsiz acımasız bir güç gösterisine dönüşen maddi hakimiyetten başka hiçbir değer, sınır ve güzellik tanımayan batı medeniyeti, sömürgeci anlayış manevi çoraklaşma çürüme içerisindedir, bu adalete barışa ve mutluluğa özlem duyan insanlar için onur kırıcıdır. Bir de kuzeyimizde bir medeniyet oluşumu vardır ki onlarda batının kültür politikasının tam aksini uygulamaktadırlar. İnsanına değer vermeyen, tüketmeden hep ürettirmeye çalışan bir sistem ama bizim kültürümüz ne batı gibi vahşi bir anlayış ne de kuzey gibi değersiz bir sistem. bizim kültürümüz doğunun mistik havasını ruhunda besleyen, çağdaş, ancak vahşileşmeyen, insanını estetik etkileyicilik içerisinde değerlendiren, eşref-i mahlûkat kabul eden her şeyi insan merkezli düşünen bir sistemdir ki bu da İslam medeniyeti ile Türk kültürünün buluşması ile oluşmuştur. Biraz da kaybolan ya da çalınan kültürel değerlerimizi hatırlayalım. Son bir aydır İstanbul’da “Lale zamanı… İstanbul ,lalesine kavuştu.” diye reklâmlar yapılıyor, bir isim dikkatimi çekti Osmanlı’nın (Lale Devri) Çelebi laleleri Avrupa’ya gitmiş, biz onları şimdi My love, olarak tekrar İstanbul’a getirerek İstanbul’u kültürel ve fiziksel bozulmaya uğramış lalesine kavuşturuyoruz. Ne acıdır, bizim Hacivat’ Bakınız 1933 yılında bir Amerikalı gazeteci Atatürk’e ne soruyor “Efendim, Türkiye ne zaman amerikanlaşacak?” Atatürk ‘ün cevabı gayet net “Türkiye hiçbir zaman ne Amerikan’laşacak, ne de batılaşacak ,o sadece özüne kendi öz kültürlerine dönecektir” .Peyami Safa’nın çok ilginç bir tespiti var. “Bir milleti yok etmek isterseniz, askeri istilaya lüzum yoktur; ona tarihi unutturmak, dilini bozmak, dinini soğutmak ve dolayısıyla manevi değerlerini ,ahlakını soysuzlaştırmak kafidir.” Geriye ne kaldı ? Ey Türk! Titre ve kendine dön! (Bilge KAĞAN) Tayfur URGENÇ |
|
|
![]() |